Kaliteli Yem Nasıl Anlaşılır?
Yazar Adı: Prof. Dr. İsmet Türkmen

Kaliteli Yem Nasıl Anlaşılır?

Kaliteli yem nasıl anlaşılır? Yetiştiricilerimizin her zaman sorduğu ve merak ettiği bir soru. Yem kalitesi çeşitli yöntemler kullanılarak anlaşılabilir.

Bunlar;
-Fiziksel yöntemler
-Kimyasal yöntemler
-Mikrobiyolojik yöntemler
-Biyolojik yöntemler 
şeklindedir. 

Yem kalitesinin fiziksel olarak anlaşılması
Bu yöntemde yem maddeleri kendine özgü renk, koku, kıvam ve tat yönünden kontrol edilir. Kötü kokulu, normalinden farklı görünen ya da hoş olmayan bir tada sahip yem maddeleri kötü kaliteli olarak düşünülmelidir. Sığırların tat ve koku alma duyuları çok güçlüdür. Sevmedikleri bir tat ya da koku ile karşılaştıklarında bu yem maddesini ya da rasyonu yemeyi reddederler ya da tüketimi azaltırlar. 
Yemlerin hayvanlara verilmeden önce uygulanan işlemler sindirilebilirlik üzerine etkilidir. Özellikle tahılların sığırlara verilmeden önce ezme, öğütme ya da flake etme gibi işlemlere uğratılması sindirilebilirliklerini çok artırır ya da tam tersine yetersiz işlem uygulanması azaltır. Bu durum fiziksel inceleme ile anlaşılabilir. Kimyasal incelemede çok iyi gözüken bir rasyon yetersiz işlemden geçirme nedeniyle sıradanlaşabilir. Yani kimyasal analizler sonucu elde edilen değerlere bakarak bu rasyon çok iyi sonuç verir dememiz bizi uygulamada hayal kırıklığına uğratabilir. Tahılların sindirimin yüksek olması bakımından ince öğütülmesi gerekmektedir.



Yem kalitesinin kimyasal olarak anlaşılması:
Yem maddeleri besin maddesi içeriği bakımından çeşitli kimyasal yöntemlerle incelenirler. Böylelikle yem maddelerinde bulunan protein, yağ, karbonhidrat, selüloz, vitamin ve mineral miktarları anlaşılmış olur. Bu amaç için 2 ana yöntem uygulanmaktadır. Bu yöntemler Weende analizleri ve bitkisel hücre duvarı içeriklerinin ölçüldüğü deterjan analizleri şeklinde iki analiz grubundan oluşur.
Weende analizleri: Bu analiz grubu altında yapılan analizlerle bir yem maddesinde şu nitelikleri ortaya konmaktadır:

Kuru Madde
Ham Protein
Ham Yağ 
Ham Kül
Azotsuz ekstrakt maddeler
Ham Selüloz

Kuru madde ve önemi: Bir maddenin su haricinde kalan kısmına kuru madde denir. Kuru madde analizi bir yem maddesinde bulunan su (nem) miktarının toplam ağırlıktan çıkartılmasıyla bulunmaktadır. Bu iş için laboratuvara getirilen yem maddesinden alınan 1 gramlık bir örnek 105 derece sıcaklıktaki bir sterilizatör içerisinden yaklaşık 8 saat (bir gece) tutulmaktadır. Süre sonundan sterilizatörden çıkartılan örnek tartılır ve ardından bulunan değer sterilizatöre giriş ağırlığından çıkartılır. Aradaki fark o örnekteki nem ya da su miktarını, geri kalan kısım ise kuru madde miktarını göstermektedir. Kuru madde hayvan besleme biliminde 2 nedenden dolayı çok önemlidir. Birinci neden açıkta depolanan ham maddelerin normal şartlarda uzun süre bozulmadan depolanabilmesi için kuru madde miktarlarının en az % 88 olması gerekir. Bu kuru madde miktarından daha düşük ham maddeler günlerle ifade edilebilecek sürelerle depolanmalı ya da bozulmadan tüketilmelidir. İkinci neden ise ham maddede su oranı arttığı için azalan kuru madde yüzünden enerji ve besin maddesi kompozisyonunun azalmasıdır. 

Ham protein analizi ve önemi: Ham protein bir yem maddesinde bulunan azot miktarının 6.25 ile çarpılması sonucunda elde edilir. Bilindiği gibi proteinler, tıpkı karbonhidratlar ve yağlar gibi C, H ve O2 elementlerinden ibaret olup, farklı olarak da azot içermektedirler. Ham protein analizinde ham maddedeki protein miktarı değil aslında azot miktarı ölçülmektedir. Proteinlerin ortalama % 16 azot içermesi özelliğine dayanılarak 100/16= 6.25 kat sayısı ile analizle bulunan azot değeri çarpılmaktadır. Bu nedenle elde edilen değere ham protein denilmektedir. Hayvan beslemede kullanılan geleneksel yem maddelerinin çok büyük bir kısmının içermiş olduğu azotun % 95’i, dolayısıyla ham proteinin % 95’i gerçek proteinden ileri gelmektedir. Silajlarda bu oran % 50 ler civarında, yeni biçilmiş otlarda ise % 85’ler seviyesindedir. Ruminantların beslenmesinde kullanılan üre ham protein analizine verilebilecek en güzel örneklerdendir. Piyasada satılan üre gübresi % 46 oranında azot içermektedir. Bu maddeyi ham protein analizine aldığımızda elde edilen % 46 azot değeri denklem gereği 6.25 değeri ile çarpıldığında 287,5 sonucu çıkar. Üre aslında hiçbir şekilde protein içermediği halde azot içermesi nedeniyle sanki protein içeriyormuş gibi görünmektedir. Rumeni gelişmiş ruminantlar rumenlerinde yaşayan mikroplar sayesinde bu üredeki azotu mikrobiyal proteine dönüştürmekte, tek midelilerde ise böyle bir durum olmamaktadır.

Ham yağ analizi ve önemi: Ham yağ analizi, yem maddelerinin eter kullanılarak soxalet ekstraksiyon cihazı ile içlerindeki yağın çıkartılması ile yapılır. Bu analiz sırasında yağ niteliğinde olmayan bazı renk maddeleri ve mumlar gibi maddelerinin bir kısmı da ekstrakte edildiğinden, çıkan sonuç tam olarak gerçeği yansıtmamaktadır. Bu nedenle analiz ham yağ analizi olarak adlandırılmaktadır. Yağlar hayvan beslemede enerji verici yem maddeleri arasında birinci sıradadır. Ruminant rasyonlarında yağların sınırlı miktarda kullanılması gerekir. Çünkü fazla yağ rumen mikroplarına toksik etki gösterir. 

Ham kül analizi ve önemi: Ham kül analizi ile bir yem maddesinin enerji vermeyen kısmı, mineral kısmı ve de inorganik kısmı bulunur. Analiz yem maddelerinin bir kül fırınında 600 ℃’de yakılması ile yapılır. Yakma işlemi bitince, işlem başında kül fırınına konulan miktar ile kalan madde arasındaki fark o maddenin organik, yani yanan kısmını, kalan madde ise ham kül, yani yanmayan kısmını ifade eder. Bu analiz sırasında bazı inorganik nitelikteki elementler de kısmen yanabildiğinden analiz ham kül analizi olarak adlandırılır. Bu analiz ile yem maddelerinin içermiş olduğu minerallerin toplamı bulunur. Ancak bu minerallerin hepsi hayvanlar için kullanılabilir durumda olmayabilir. Bu durumu ortaya koymak amacıyla analiz sonucunda kalan kül üzerinde asitte erimeyen kül analizi yapılır. Bir yem maddesinin asitte erimeyen kül miktarı, aynı zamanda hayvanlar tarafından kullanılamayan inorganik kısmı göstermektedir. Toprak büyük ölçüde asitte erimeyen kül içeren bir maddedir.

Azotsuz ekstrakt maddeler ve önemi: Azotsuz ekstrakt maddeler denince akla bir yem maddesinin nişasta ve şekerden oluşan kolay kullanılabilir karbonhidrat kısmı gelmelidir. Azotsuz (nitrojensiz) ekstrakt maddeler analizle bulunmazlar. Bu maddeler yem maddesinin kuru maddesinden ham protein, ham selüloz, ham yağ ve ham kül değerler toplamının çıkartılmasıyla hesap yoluyla bulunur. Bu analiz bir yem maddesinin yağdan sonra en çok enerji veren kısmının bulunması bakımından önemlidir.

Ham selüloz analizi ve önemi: Ham selüloz bitkilerin hücre duvarlarının en önemli destek maddesidir. Bu madde sayesinde bitkiler yer çekimine adeta meydan okurlar. Büyüme başlangıcındaki bitkilerde ham selülozun miktarı çok az iken, vejetasyonun ilerlemesi, yani olgunlaşmanın artmasıyla birlikte giderek artar. Ham selüloz denmesinin nedeni bu maddenin selüloz, hem selüloz ve lignin şeklinde fraksiyonlardan oluşmasıdır. Bu fraksiyonların sindirimi kendi aralarında farklılık göstermektedir. Bu yüzden ham selüloz içeriği yüksek kaba yemlerin değerlendirilmesinde hatalı sonuçlara neden olabilir. Çünkü ham selüloz fraksiyonlarından olan lignin hiçbir hayvan türü tarafından sindirilemez. Bu durum ham selüloz miktarları aynı lignin miktarları farklı yem maddelerinin ham selüloz değerliklerinin yanlış hesaplanmasına yol açar. Bu hesaplama yanlışlığı, bir tür lif analizi olan deterjan analizleri yapılarak, ham selülozun fraksiyonları selüloz, hem selüloz ve lignin şeklinde ayrı ayrı belirlenerek giderilmeye çalışılmıştır. Günümüzde kaba yemlerde ham selüloz analizinin yerini artık deterjan analizleri almıştır.

Deterjan analizleri ve önemi: Özellikle ruminant beslenmesinde çokça kullanılan kaba yemlerin besleyici değerlerinin çok daha iyi anlaşılabilmesi için Amerikalı araştırıcı Van Soest tarafından geliştirilmiş analizlerdir. Bu analiz grubu nötral deterjan lif (NDF), asit deterjan lif (ADF) ve asit deterjan lignin (ADL) analizlerini içerir. Böylece bitkisel hücre duvarı fraksiyonları ayrı ayrı belirlenerek kaba yemlerin ya da lifçe zengin yem maddelerinin değerlilikleri daha iyi anlaşılır. Analizler, yem maddelerinin nötr, asit veya güçlü asit içeriğine sahip deterjan solüsyonları içerisinde belli sürelerle muameleye tabi edilmesi ile yapılır.

Nötral deterjan lif analizi ve önemi: Bu analiz, yem maddelerinin nötr deterjan solüsyonunda kaynatılması ve ardından özel por değerine sahip krozelerden (gooche krozesi) geçirilerek filtre edilmesi esasına dayanır. Filtrasyon işlemi sonucunda kroze üzerinde kalan, yani filtreden geçemeyen kısım nötral deterjan lifi oluşturur. Bu kısım yem maddesinin selüloz, hemi selüloz ve lignin kısımlarını ifade eder. Bu kısım içerisinde bir miktar protein ve kül de bulunabilir. Rasyonların NDF içeriğinin artması tüketilebilirlik üzerine oldukça etkilidir. Çünkü NDF’nin artması demek rasyon hacminin de artması demektir. Hacim artışı hayvanlarda yem tüketimini düşürücü etki yapar. 

Asit deterjan lif analizi ve önemi: Asit deterjan lif analizi, yem maddesi örneğinin asit deterjan solüsyonunda bir süre kaynatılması ve ardından Gooche krozesinden süzülmesi esasına dayanır. Süzme işlemi sonucunda kroze üzerinde kalan kısım yem maddesinin selüloz ve lignin fraksiyonlarını ifade eder. Analiz sırasında yemin hemi selüloz kısmı süzüntü olarak gider. Bir yem maddesinin NDF değerinden ADF değeri çıkartıldığında hemi selüloz değeri bulunur. 

Asit deterjan lignin analizi ve önemi: Bu analiz, ADF analizi sonrasında Gooche krozesi üzerinde kalan ADF içeriği üzerine kuvvetli asit dökülmesi ve bir süre içerik ile muamele edilmesi şeklinde yapılır. Analiz sonucunda yem maddelerini hiçbir hayvan türü tarafından lignin miktarı bulunur. Ardından ADF değerinden ADL değeri çıkartılarak yem maddesinin selüloz değeri bulunmuş olur. Bu analiz sayesinde NDF bakımından zengin, lignince fakir bir yem maddesi ile NDF ve lignince zengin bir yem maddesi arasındaki besleyici değer farkı hayvan besleme bakımından daha sağlıklı incelenebilmektedir. Örneğin % 66 NDF değerine sahip bir ham madde olan soya kabuğu yaklaşık % 1,3 gibi çok düşük bir lignin oranına sahipken, hayvan beslemede dolgu maddesi olarak kabul edilen buğday samanı % 79 gibi bir NDF değeri ile birlikte % 13 e yakın bir lignin değerine sahiptir11. Bu nedenledir ki saman 700 kkal/kg NEL (net enerji laktasyon) değerine sahipken, soya kabuğu 1600 kkal/kg gibi samanın 2 katından daha fazla bir NEL değerine sahiptir.

Mikrobiyolojik değerlendirme: 
Doğru ve dengeli bir rasyon oluşturmak kadar, hijyenik olarak sorunsuz rasyon oluşturmak da büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda yemler istenmeyen mikroorganizmalar ya da bunların toksik etkili metabolitleri yönünden incelenmelidir. Hayvan beslemede karşılaşılan tehlikeli hastalıklardan bir tanesi, başta ot silajları olmak üzere kötü şartlarda depolanan yem maddelerinde üreyen clostridiaların yaptığı botulismus hastalığıdır. Yine listerialar da bu bağlamda hayvanlarda ölümcül sonuçları olabilen bakterilerdendir. Başta aflatoksin üreten Aspergillus flavus gibi mantarlar olmak üzere pek çok mantar türü de mikrobiyolojik sorunlara yola açabilmektedir. Bu nedenle yem maddelerinin hayvanların kullanımına sunulmadan önce mikrobiyolojik değerlendirme ve gerektiğinde incelemeye tabi tutulmaları önemlidir. Ancak mikrobiyolojik analizler genellikle kısa sürede sonuç alınamyan analizlerdir. Bu nedenle mikrobiyolojik sorunların önlenmesinde rutin mikrobiyolojik ölçümler yapmak pratik bir durum değildir. Bu nedenle en güzeli yem maddelerinin olması gereken standartlarda depolanması, özellikle su içeriği çok yüksek silaj yapılmaması gibi koruyucu önlemler almak esastır. Silajların en az % 30 kuru madde içerdiği halde, hatta ot silajlarının en az % 35 kuru madde içerdiği halde silolanması, yeterli kuru maddeye ulaşmadan kuru otların balyalanmaması alınabilecek önlemlerdendir. Mikrobiyolojik analizlere her zaman değil şüpheli durumlarda başvurulması çok daha pratiktir.


Biyolojik değerlendirme yöntemleri: 
Bir yemin ya da rasyonun ne türlü kimyasal ve fiziksel yöntemler kullanılırsa kullanılsın, hayvanlarda yaratacağı etkiyi tam olarak ölçmek ya da anlamak çoğu zaman mümkün değildir. Biyolojik değerlendirme yöntemleri, doğrudan hayvanlar üzerinde yapılan denemeleri içine aldığından, bir yem maddesinin ya da rasyonun doğruya en yakın bir biçimde performansı hakkında bilgi sahibi olunmasına yardımcı olmaktadır. Öte yandan bu yöntemler işçilik, zaman, maliyet ve ekipman gerektirdiğinden çok fazla kullanılamamaktadır. Biyolojik değerlendirme yöntemlerinin en önemli aşamasını sindirilebilirlik denemeleri oluşturmaktadır.

Kaliteli bir yem tercih ederken bu yukarıda bahsettiğim özelliklere dikkat etmek gerekir.



ETİKETLER: kaliteli yem,yem kalitesi,hayvancılık,yem
YAZARIN DİĞER YAZILARI