Süt Yağını ve Proteinini Etkileyen Faktörler
Yazar Adı: Prof. Dr. İsmet Türkmen

Süt Yağını ve Proteinini Etkileyen Faktörler

Süt yağı ve proteini sütün değerlenmesini daha doğrusu kalitesini sağlayan unsurlardır. Bu unsurlar şu faktörler tarafından etkilenir.

1.Beslenme ile ilgili faktörler
2.Sağım dönemi
3.Mevsim
4.Hava sıcaklığı
5.Irk
6.Hastalıklar


1.Beslenmenin süt yağı ve proteini üzerine etkisi: Beslenme süt yağı üzerine çok güçlü bir etkiye sahiptir. Süt proteini de beslenmeden etkilenir ancak bu etkilenme süt yağı kadar değildir. Süt yağı aşağıdaki beslenme olaylarından etkilenir. 

a. Kaba yem / konsantre yem oranı 
b.Kaba yemin kalitesi
c.Konsantre yemin çok ince öğütülmesi
d.Kaba yemlerin çok ince doğranması
e.Selüloz düzeyi
f.Konsantre yemin kompozisyonu
g.Yemleme sıklığı
h. Yem katkı maddeleri
i. Yaş (genç) çayır ve merada otlatma
j. Rasyonun protein düzeyi
k. Doymamış yağların yedirilmesi

a.Kaba yem/konsantre yem oranının etkisi: Süt yağının yapımı iki kaynaktan memeye gelen maddeler ile alakalıdır. Bu maddeler işkembede mikrobiyal sindirim sonucu üretilen asetik asit ve yemlerin içindeki yağların sindirilerek kana geçmesidir. Gerek rumende üretilerek kana geçen asetik asit gerekse kanda dolaşan yağ asitleri kan yoluyla meme dokusuna gelerek burada süt yağ oluşumuna katılırlar. Bu nedenle kanda ne kadar çok yağ ve/veya asetik asit varsa o kadar çok süt yağı üretilir. İşkembede yem maddelerin sindirimi sonucunda aralarında asetik asitin de olduğu uçucu yağ asitleri sentezlenir. Süt yağı yapımına katılan asetik asitin miktarı beslenmeden etkilenir. Hayvana ne kadar rasyonla birlikte lif yani selülozca zengin yem maddesi verilirse o kadar çok asetik asit üretilir. Selüloz daha çok kaba yemlerde bulunur. Bu nedenle rasyonda kaba yem miktarını artırmak, lif yani selüloz oranının, dolayısıyla asetik asit miktarının artmasına neden olur. Kaba yem oranını artırmak sadece asetik asit miktarı artışı ile süt yağını artırmaz. Aynı zamanda kaba yem verilerek hayvanın daha fazla geviş getirmesi sağlanır. Geviş getirme tükrük salgısını artırır ve bu salgı yutularak işkembeye gelir. Tükürük alkali bir pH değerine yani 8.4 lük bir pH ya sahiptir. İşkembede başta nişasta olmak üzere karbonhidratların sindirimi sonucunda asit (uçucu yağ asitleri) üretilir. Bu asitler işkembe pH sını aşağıya çeker yani asitlik artar. Asitlik arttığında da özellikle selüloz sindiren bakteriler ölmeye başlar. Bu bakterilen ölümü ile bu defa asetik asit üretimi azalır ve süt yağı düşer. Dolayısıyla süt yağı düşüklüğü yaşayan işletmelerde rasyonun kaba yem miktarının artırılması iki yönlü etki ile süt yağını güçlü biçimde yükseltir. İdeal olarak yüksek verimli sağmal inek rasyonlarında kaba yem en az % 50 olmalıdır.

b.Kaba yemin kalitesi: Kaba yemlerde bulunan selülozun sindirimi iyi olduğunda daha çok asetik asit üretilir. Böylece kaliteli kaba yem kullanımının kötü kaliteli saman gibi kaba yemlere nazaran daha fazla asetik asit üretimi ile süt yağı üzerine daha etkili olması beklenir. Ancak yüksek miktarda konsantre yem kullanılan sürülerde kaba yem kalitesinden ziyade zor sindirilmesi nedeniyle geviş getirmeyi daha çok uyaran saman gibi kötü kaliteli kaba yemlerin az miktarda verilmesi daha kaliteli kaba yemlere göre daha fazla süt yağına katkı sağlayabilir.

c.Konsantre yemlerin ince öğütülmesi ya da özel işlemlerden geçirilmesi: Başta nişastaca zengin mısır ya da arpa gibi tahıllar olmak üzere bazı kesif yemlerin öğütülme iriliği azaldıkça işkembedeki sindirim artar. Bu artış sonucunda işkembede daha fazla asit üretilir. Bu artan asitlik sonucunda da lif sindirimi azalır ve süt yağı dolaylı olarak azalır. Ancak burada meydana gelen olay nedeniyle tahılları kaba öğütmeye kalkmak da sindirim düşmesine yol açar. Bu ise yararlanmayı azaltır. Dolayısıyla tahılları ince öğütmeli ya da flake etme gibi işkembe sindirimini artıran özel işlemlere tabi tutmak yine de en doğrusudur. Bu aşamada rasyondaki kesif yem miktarını hafifçe azaltarak rasyonu revize etme en akılcı yöntemdir.

d.Kaba yemlerin çok ince doğranması: Yapılan araştırmalar kaba yemlerin doğranma iriliği azaldıkça geviş getirmenin azaldığını buna bağlı olarak da işkembenin tamponlanması için daha az tükürük üretimi gerçekleştiğini göstermiştir. Bu nedenle kaba yemleri ince doğramamak gerekir. Ancak hayvanların yem yeme davranışları incelendiğinde önlerine konan rasyonda küçük parçalar lehine yem seçme davranışı yaptığı gözlenmiştir. Dolayısıyla kaba yemleri iri parçalamak kağıt üzerinde doğru bir yöntem gibi görünmekle birlikte hayvanlar yem seçme davranışı yaparak tüketmediklerinde istenen sonuç alınamayacaktır. Doalyısıyla parçalama iriliği çok azaltılmamalı ama çok da iri tutulmamalıdır. Bu konudaki en iyi görüş işletmenin bu bilinçe gözlem yaparak iriliği ayarlamasıdır.

e.Rasyonu selüloz (lif) içeriği: Rasyonlarda selüloz oranı arttıkça daha iyi bir işkembe pH sı ve de asetik asit üretimi için daha çok öncül madde alınacağı için süt yağının dolaylı yoldan artmasını beklemek çok doğal bir durumdur. Ancak bu düzenleme yapılırken süt verimini de kontrol ederek hareket edilmelidir. Çünkü selüloz nişasta ve şekere göre daha yavaş ve az sindirilen dolayısıyla daha düşük enerjili bir besin maddesidir. Aşırı selüloz artışı rasyon tüketimini ve enerjisini çok fazla düşüreceğinden süt veriminde düşeme görülmesi beklenmelidir
f.Konsantra yemin içeriği: Konsantre yem içinde içindeki nişasta ve şeker miktarı arttıkça işkembede daha fazla asit üretimi oalcağından süt yağı bu durumdan olsumsuz etkilenebilir.

g.Yemleme sıklığı: Sağmal inekler üzerinde yapılan çalışmalar yemleme sıklığının artırılmasıyla kaba yemler aleyhine daha az yem seçme davranışı olduğunu bu nedenle de süt yağının bu durumdan olumlu etkilendiğini göstermiştir. Sağmal ineklerde yemleme sıklığı en az günde 2 defa olmalıdır. Ancak günde 2 den fazla yemleleme sıklığı olması yem seçme davranışı üzerine 2 defa olana göre çok etkilememektedir.

h.Yem katkı maddeleri: Sodyum bikarbonat, magnezyum oksit ve benzeri yem katkı maddeleri süt yağının artırılmasında çoğu zaman olumlu etkiler yaparlar. Bu maddeler etkilerini işkembe pH’sının düşmesine engel olarak dolaylı yoldan daha fazla lif parçalanmasına hizmet ederek etki gösterirler.

i.Yaş (genç) çayır ve merada otlatma: Genç çayır ve mera otları çoğu zaman düşük selüloz içeriğine sahiptirler. Bu nedenle hasıl, saman, kuru ot gibi kaba yemler yerine kaba yem kaynağı olarak çayır ve merada otlatma yapılması daha az ama daha çok sindirilebilir lif alımına, daha az geviş getirmeye yol açarak süt yağında düşmeye yol açabilirler.

j. Rasyonun protein düzeyi: Rasyonun protein düzeyinin aşırı düşmesi süt proteininde düşmeye yol açar. Tam tersi olduğunda ya da rasyonda metiyonin ve lizin gibi amino asitlerin miktarı artınca süt proteini artar. Rasyonlara bypass edilmiş lizin ve metiyonin katılması ya da böyle özelliği olan ham maddelerin kullanılması süt proteinini artırabilir.

k. Doymamış yağların yedirilmesi: Asit yağ, özellikle linoleik asitçe zengin bitkisel yağların çokca verilmesi meme dokusunda süt yağı sentesini azaltır.

l.Rasyona bypass yağ katılması: Rasyonlara içinde palmitik oranı yüksek yağ asitlerini içeren frkasiyone tip yağların katılması süt yağını olumlu etkilerken süt proteinde düşmeye yol açabilir.

2.Sağım dönemi: Hayvanların sağım dönemi ilerledikçe süt verimindeki azalmaya bağlı olarak süt yağı artar. Yeni doğum yapmış hayvanlarda negatif enerji dengesi şiddeti arttıkça sert bir biçimde süt yağı artar ancak süt proteini 0.2-0.3 birime kadar düşer. Sonra enerji dengesi pozitife doğru geldikçe süt yağı standart seviyesine düşer süt proteini artar.

3.Mevsim: Süt yağı mevsimden etkilenir. Yaz mevsiminde süt yağı hava sıcaklığının etkisiyle kış mevsimine göre düşük olur. Yine ilkbaharda hayvanların meraya salınması az önceki maddelerde anlatıldığı gibi süt yağını düşürebilir.

4.Hava sıcaklığı: Hava sıcaklığı daha doğrusu hayvanların bulunduğu ortamın sıcaklığı arttıkça süt yağı düşer. Çünkü sıcak havada hayvanlar yatma sürelerini azaltırlar ve rasyonda bulunan kaba yemleri çok tüketmek istemezler. Yatma süresinin azalması, daha az geviş getirmeye dolayısıyla daha az tükürük üretimine yol açar. Yetersiz ya da az tükürük yani salya üretimi işkembenin daha fazla asitleşmesine yol açarak lif sindirimini düşürür. Yani süt yağı sentezinin ana ham maddesi olan asetik asit üretimi azalır.

5.Irk: Irk seçimi süt yağı üzerine oldukça etkili bir faktördür. Yüksek süt verdiği için tercih edilen Holstein ırkı en düşük süt yağına sahip ırklardandır. Jersey ırkı ise en çok süt yağı veren ırklardandır (Tablo 1). 

TABLO-1
 class
6.Hastalıklar: Mastitis gibi enfeksiyoz karakterli meme hastalıkları süt kalitesini bozar. Bunlardan bir tanesi de süt yağıdır. 





ETİKETLER: süt yağ oranı,süt protein oranı
YAZARIN DİĞER YAZILARI